Dün gece yine çok saçma bir şey geldi başımıza.
Manita Beyle bir yerden motorla dönüyoruz. Adamcağızın biri, en az yetmiş beş var, Maçka'dan lunaparka inen yolun üzerinde, siyah bir vosvosun önünde elinde bidon öyle zavallı zavallı bekliyor. Saat gece saat 11 gibi.
Önce bastık gittik. Sonra ikimizin de aynı anda vicdanı sızladı. Zira ikimiz de eski kaplumbağa sahibiyiz ve bir vosvosla yolda kalmak nedir gayet iyi biliyoruz.
U dönüşü yapıp döndük adamın yanına. "Dayı nedir olay?" "Benzin bitti" "Tamam ver bidonu alıp gelelim" "Tamam fakat acele edin, arabayı stop ettirmedim zira aküsü dolmuyor, durunca bir daha çalışmıyor".
Atladık motora gittik en yakın benzinciye. Benzinci veremem dedi. Bidona benzin vermek yasakmış. Polisten gidin kağıt getirin dedi.
Ne yapalım derken yanımızdan ekip otosu geçti. İzah ettik durumu, yok dedi, sorumluluk alamam. E o zaman gelin arabanın yanına dedik, onu da yapamazlarmış, işleri varmış. Karakola gidin deyip gittiler.
Madem bir iyilik yapmaya karar verdik, vazgeçmeyelim dedik gittik Teşvikiye Karakoluna.
Önce kapıdakine izahat verdik, sonra içeride nöbetçi memura, sonra yanındakine, sonra bir üstündekine... "Benzini bitti, adam yolda kaldı" kadar sıkıcı bir hikayeyi "adam kim", "nereden tanıyorsunuz", "siz kimsiniz", "ne iş yapıyorsunuz" "her yardım isteyene koşar mısınız böyle" "kimlikleriniz yanınızda mı" gibi sorularla dört kere anlatmak da ayrı bir azap.
Sonuç: Katiyen olmaz! Adamın kendisinin gelmesi gerek. Bir kundakçı muamelesi görüyoruz öyle böyle değil. Bir yeri yakmak isteyen neden karakola gitsin, neden karakol kameralarına kendini bol bol kayıt ettirsin, yüzünü göstersin, kimliğini versin?
Elimizde pis bir bidon oflayıp puflarken nihayet mantığa geldiler, GKS midir, GBK mıdır, BKZ midir bir güvenlik soruşturması yapmayı teklif ettiler. "Ama yarım saat sürer"
Saate baktık olmuş yarım! Eh sorun anasını satayım.
Sordular, o "yarım" saat 45 dakika sürdü.
2 saat sonra aldık benzini gittik adamın yanına. Adam tümüyle umudunu kesmiş, çimlerin üzerinde kestirme moduna geçmişti.
Araba tabii ki çoktan durmuş, marş basmıyor. Arabayı ittirmek için birilerini durdurmaya çalışıyoruz, bir Allah'ın kulu durmuyor.
Ben, üzerimde elbise, ayağımda 10 santimlik topuklarla geçtim manita beyin yanına başladık arabayı itmeye. Amca da vurduracak arabayı.
Araba aldı hızını gidiyor, dedik tamam, adam kurtuldu. Ama yoook! Allah bizi fena halde sınamaya kararlı.
Yokuş bitti ama araba çalışmadı. Ve de nasıl saçma bir yerde kaldı! Hadeee bin motora, in aşağıya, yetiş amcaya, it gene. Saat bu arada olmuş 2! Yarın da erken kalkıp yola çıkacağız..
118'leri ara, kurtarıcı telefonları bul, onları tek tek ara, kimseyi bulama, onu yap bunu yap..
Son olarak aşağıdan yukarı tek yön trafiği olan bir yokuştan aşağıya TERS YÖNDE itmemizi istedi aracı. Arabaların üzerine üzerine yani.
Dedik vosvos kardeşliği de bir yere kadar. Zaten adamın parası da yokmuş, benzin parası da bizden çıktı, 24 tane arabanın hasar parasına da girmeye hiç niyetimiz yok.
Sabahtan beri "Dolmabahçe taraflarında ters yönde gelen bir vosvosun açtığı felaket" diye bir haber arıyorum internette zira şiddetle merak ediyorum yaptı mı yapmadı o korkunç projeyi... Görürseniz link yollayın.