Merhabalar vosdostlar; ben Antalya'dan Özgür. 30 Yaşında bir vosvos sevdalısıyım
ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM?
Küçücük çocukken, üzerinde bir sürü Vosvos resmi olan kırmızı bir kazağım vardı. Kazağımdaki her bir Vosvosun benim arkadaşım olduğuna inanırdım. Arabalara her zaman merakım oldu; özellikle de klasik arabalara. Vosvos hiçbir zaman araba olmadı ama benim için. Hep edinmek istediğim, olmayan bir dostumdu.
Orta okulda, okuldan eve birlikte yürüdüğüm arkadaşımın babası turuncu bir Vosvos ile gelirdi bazen ve arkadaşımı alır götürürdü. Arkalarından bakarken arkadaşımı kıskanmak yerine Vosvosa binebilmeyi hayal edecek kadar özenirdim. Bir dönem yolda Vosvos görürsek birbirimizin saçlarını çekerdik arkadaşlarla. Filmlerde hep Vosvos görmeye çalışırdık sokak sahnelerinde. O neşe dolu “pırpırpır” sesi her geldiğinde kulağımıza, aranırdık etrafımızı, geçen veya geçecek olan Vosvosu görmeye çalışırdık.
İlk kullandığım Vosvos 50 yaşlarında bir amcanın satılık beyaz 1962 model 1100 Vosvosuydu. Henüz 16 yaşımdaydım. Kırmızı ışıkta duran ve camında satılık yazan Vosvosu satın almak istediğimi söyledim yanımdaki arkadaşıma. Bana öyle bir bakışı vardı ki akıllara zarar. Amcaya, liseden mezun olmak üzere olduğumu ve 18 yaşımı doldurduğumu söyledim. Babamla konuştuğumu ve babamın bana bir Vosvos alacağına söz verdiğini söyledim. Sanki çok anlıyormuş gibi Vosvosu inceledim, sağına soluna iyice baktım ve amcaya Vosvosuyla bir de deneme sürüşü yapmak istediğimi söyledim. Hayatımda ilk defa bir Vosvosa binmiştim ve ben kullanıyordum. İnanılmaz bir duyguydu. Evimize yakın bir yerde “Amca biz burada inelim, ben arabayı çok beğendim, telefon numaranı da yazdım, babama haber verip seni arayacağım.” dedim. Hayatımda söylediğim en keyifli yalandı.
Büyüdüm sonra. Reşit oldum yani
Orta okuldan beri yaz aylarında çalışan bir çocuk olduğumdan kendime Vosvos alabilmek için de çalışmak zor gelmedi. Ama mesele maalesef para değildi. Babam her şeye olduğu gibi Vosvos almama da karşıydı. 20 yaşıma geldiğimde ilk kez bir sevgilim olmasının da verdiği heyecanla bir an önce bir Vosvos sahibi olmalıydım. 19 yaşındaki ilk kız arkadaşım kansere yenildiğinde henüz 3-4 ay olmuştu tanışalı. Çok sevdiğim gitarımı uçurumdan denize atmıştım ve ağlamıştım bir parkta saatlerce. Akşam saatleriydi. Pırpır sesiyle başım kalktı ve gözlerim, hüznüme ortak olurcasına uzaklaşan bir Vosvosun arkasından beni terk edercesine uzaklaşıyordu benliğimden. O an sordum o babama hiç soramadığım soruyu: Hayat ne kadar uzun olabilir ki?
Babamı suçlayamam, aramızda 39 yaş, yani koca bir kuşak farkı var. Ama hayatım boyunca ağabeylerim gibi olmadığım için çok şey kaybettim. Birçok kez imkanım oldu birçok şey için ve bir Vosvos sahibi olabilmek için. 22 yaşında askere gittiğimde, döndüğümde her şey çok farklı olacak dedim kendi kendime. Şimdi 29 yaşındayım ve hiçbir şey eskisi gibi olmadığı gibi farklı da olmuyor. Geçen yıl arabamı sattım. Sahibinin satılık ilanını kaldırmayı unuttuğu bir Vosvos gördüm. Satmaktan vazgeçen sahibini, Vosvosunu bana satması için ikna ettim. Hatta o sırada bir vosvos kulübünün iftar yemeği etkinliğine katılmak üzere yoldan geçen Vosvosları seyrediyorduk. O etkinlik katılamadığım son etkinlik olacaktı belki de. Her şey yolundaydı ve artık kendi başıma bir bireydim ne de olsa. Ayrıca haftalardır bir Vosvos aradığımı da babamla ara ara konuşmuştuk. O gün sabah satış işlemleri için notere gitmek üzere hazırlanırken babam beklenmedik bir tepki gösterdi. O zorla ikna ettiğim Vosvos sahibini arayıp vazgeçtiğimi söylerken sesimin titremesine engel olamadım. Koca adamım, ama saklamıyorum; o gün bütün hayatımın özetine hıçkıra hıçkıra ağladım.
Yıllar içerisinde Vosvoslar hakkında çok şey öğrendim. Vosvos fotoğrafları koleksiyonum ve çeşitli oyuncak vosvoslarım var. Çocuk gibi, hala nerede bir Vosvos görsem el sallarım, selam veririm hatta yanına gider konuşurum onunla.
Hala bir Vosvos sahibi değilim. Çeşitli Vosvos kulüplerinin ve etkinliklerinin internette takipçisi olmamın yanı sıra bazı etkinlik mekanlarında sessiz bir seyirciyim.
Babamın yaşı itibariyle sağlık sorunları ve benim de sosyal, ekonomik ve gençliğimin sonlarına yaklaşma psikolojisinin getirdiği bir yorgunluğum var.
Elbette ki hayatım Vosvos sevgisinden ibaret değil. Hayatımda birçok yenilgim ve zaferim var benim de herkes gibi. Asıl canımı acıtan o soruya kimsenin cevap vermemesi. Benim verdiğim cevaba, herkesin “Haklısın gerçekten!” deyip, o onaylamadıkları hayata devam etmesi asıl zoruma giden.
Hayat ne kadar uzun olabilir ki? Ne yani? Ben çok şey mi istiyorum?
Özgür BÜYÜKGÜL
Gün olur imkanım olur elbet, olmasa da gördüğüm sesini duyduğum her vosvos benim dostumdur
Saygılar, sevgiler